Tanrım…
Eyy “Her Dem Yeniden Doğan”!
Yunusumuzun tasvir ettiği mânânın Türkçemdeki görklü adı, Tanrı!
Her dem yeniden doğmaktaki âlemin tâze çocuğu da her an yeniden anlamaktan kesildiği an, hicran gurbetinde kaybolmuş demektir.
Hicran o “Doğa Doğa Yürüyen”e, durup, gerilerden, evham ve efsâneler ardından bakakalmakmış…
Doğan günle doğanlardan olmalı…
Tanrı’ya “tanık” olmalı… Mülkün sahibine konuk!
…
Gün’le bir türlü, geceyle başka türlü doğmaya devam etmeli… Her dem yepyeni, her an perdeleri aça aça…
“Doğmakta Olan”ın ardından koşmak, O’nun izlerinde hikmet aramak abes, yolu uzatma kardeşim.
O’nun hikmeti doğarken diri!
Sonrası edebiyat, efsane, şiir…
Onlar da zevk!
Herkesin zevki kendine, bize ne!
ammaaa…
Can şerbetine susadıysan
Zaman dehlizlerinde ömür çürütme.
Bir efsane söyleyenler var, bir de her an yepyeni efsaneler saça saça yürüyen!
Derdin tanık olmaksa, O doğarken O’nda doğ!..
*
Doğuşu O’ndan bilen, O’nunla doğuşta idraklere, O’nunla bakıp O’nu görenlere gün de gece de aydın imiş… ☺