Sait Başer:
Şu cümleniz birinci sayıdaki ana fikirlerimizden biriydi. Şimdi biraz rahatsız edici bir meseleyi gündeme getirmek istiyorum. ‘Adalet” kavramını Niyazi Ağabey nasıl görüyor onu öğrenelim. Endülüs 711 yılında Tank Bin Ziyad’ın hamlesiyle fethedildi. 1492’de de sahneden çekildi. Aşağı yukarı 800 yıllık bir varlık söz konusu İspanyada, Müslüman Arap varlığı. 800 yıl çok uzun bir zaman, dünyanın en uzun ömürlü devletlerinden biri Endülüs. Bunun birkaç tarafı var. Batılı için 800yıl da geçse eğer bir düşman bellediyse, kökünü kazıyıncaya kadar onu rakip bellemeye devam edebilir. Böyle bir tarafı var. 800 yıl orada yaşayan bir medeniyet yani bu, dile kolay.
Şemsettin Şeker:
Çok hoş bir dikkat yani bu.Biz beş yüz senedir İstanbul’dayız.
Sait Başer:
800 yıl orada yaşayan bir Endülüs var. 711 tarihini özellikle belirtiyorum, biz 1071’de Anadolu’ya girdik, 360 yıl sonra. Üç yıl sonra 1074’te de İznik’i fethettik, üç yıl sonra. İznik’i başşehir yaptık. 1096 yılında Haçlı Seferi başladı Vatikan öncülüğünde. Papa 2. Urban bir de bir piskopos var, onların uğraşlarıyla bir Haçlı Seferi organizasyonu başladı ve 100 yıldan fazla devam etti. Endülüs orada duruyor, hem de çok daha köklü, müesseseleşmiş ve İslam’ı neşretmek bakımından, Selçuklulardan çok daha tecrübeli ve ileridir o tarihlerde bu bir. İki, biz Katolik dünyaya girmemişiz, Bizans Ortodoks. Ortodokslarla Katolik- ler arasında ezeli bir mücadele var, birbirlerini Müslümanlardan daha tehlikeli görüyorlar. Buna rağmen, papalığın sevinmesi beklenirken, rakibi zayıflıyor, Müslümanlar geliyor diye, Haçlı Seferi düzenliyor. Eğer Haçlı Seferi düzenleyecekse, daha etkili faaliyet içerisinde bulunan ve o tarihlerde altın devrini yaşayan Endülüs orada dururken, bu Haçlı Seferi niye Türklere düzenleniyor? Ve bir değil, iki değil, üç değil, beş değil. Diyorlar ki Kudüs’ü kurtarmak için. Kudüs ne zaman fethedildi ? Yanlış hatırlamıyorsam 636, Hz.
Ömer zamanında. 350-400 sene geçmiş yeni mi aklına geldi demezler mi adama? Yani bu Haçlı Seferlerinin düzenlenmesi Müslüman dünyaya hücum manasına gelseydi, Kudüs 400 senedir orada, Endülüs de orada. Eğer mesele Müslümanlara karşı ise bunun bir anlamı yok.
Türklere karşıysa neden Türklere karşı? Papalık Türk’ten ne gibi bir tehdit algıladı da bunu yaptı?
Müsaade ederseniz sizin ipucu verdiğiniz bir yere bağlayacağım. 1074 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Şah, îznik’ibaş şehir yapınca, ilk yayımladığı emirlerden biri arazi mülkiyetini kaldırmak olmuş. İkta sistemi uygulamaya başlanıyor. Toprak mülkiyeti bizde yok, eskiden Türk dünyasında zaten yok. Mülkiyeti kaldırmış olmasının yarattığı sonuçlar ne olabilir? Sınıf farkları ortadan kalkar. Süleyman Şah’ı burada anlamamak da mümkün değil; toplumun güçlü elemanlarını ve mülk sahiplerini otomatikman etkisiz hâle getiriyor. Fakat bunun Papalık üzerinde ciddi bir travma yarattığını düşünüyorum. O sınıf meselesinin Haçlı Seferlerinin ana sebebi olduğunu düşünüyorum. Siz ne dersiniz? Buradan adalete bağlamak mümkün, onun için söylüyorum. Çünkü sınıflı yapıda mutlak manada adaleti tesis etmek imkânsız. Aslında zulüm eşittir sınıf Bütün zulümler sınıf farkından doğuyor. Sınıf farkını kaldırmadan adaleti tesis etme şansınız yok. Hâlbuki Türk devletinde hem iç işleyiş bakımından hem devletin dış dünyaya dönük misyonu bakımından adalet ana ilke. Dolayısıyla o ilkesini de uygulamış oluyor Süleyman Şah, o geleneği de devam ettirmiş oluyor. Siz bu meseleye nasıl bakarsınız? http://www.liseedebiyat.com/…/2575-mehmet-nyaz-oezdemr-le-a…