Öyle anlaşılıyor ki, bir çok arkadaş bu paylaşımda Atatürk konusunda tıkanmış. Halbuki burada mesele Atatürk üzerinden konuşulan şeydir. Artık Atatürk’ün ibrâ veya infazının bugün bir önemi yok. Ama o konu şu an bizim hem derdimiz hem devamız. Hala o mevzua dair doğru bir anlamlandırmanın sosyal birliğimiz adına bir değeri var.
Lutfen bizim bir “kemalist” edasıyla paylaşım yaptığımız vehmiyle yorum yazma derdine düşülmesin. Elbette tarihin kendi realitesine nüfuz etmenin de eskimez bir kıymeti var.
Dikkat edilirse sunuş ve paylaşımın hemen altına koyduğum video asıl kasdımızı gösteriyor.
Tekrar edeyim ki, burada çok detaylı bir Atatürk tartışmanın faydasına kani değilim.
*
Adamda düşmanı kadar “akıl” olmazsa, hali haraptır. Otuz senedir bu gerçeği kendi insanına anlatma çabasında birisi olarak, bu doğru tesbitlere bakıp bakıp hayıflanıyorum.
Atatürk konusu akı karasına karışmış, sopa haline getirilip milleti döğme aracına dönüşmüş olduğu için, o kısmını ihtiyatla karşılasam da buyurun lütfen:
“…
Mesela, Atatürk’ün takip ettiği Gökalp’ta Batılılaşma diye bir sözcük yoktur, modernleşme der. Cumhuriyet döneminde, Batılılaşma İnönü döneminin bir kavramıdır. Batılılaşma ile birlikte resmi Sünni İslam da yine politize oldu. Bugünkü sorun Sünni İslam’ın Vahdet-i Vücud’dan uzaklaşmasıdır..
