Şunlardaki samimiyete bayıldım.”Vargit” adına da…
Adlandırma, toplumdaki ontik algı bağlamındaki yaratıcılık ve kendine güven alâmetidir, demiştik ya geçen gün.
Onu bir daha hatırlayalım…
Bir de…
Gökyüzü ve kır çiçekleri… Mülkiyet kavramının boşluğunu nasıl kuvvetle duyurur insana.
Mülkiyet bir yanılsama zaten. “Mal”larımızın “bize ait olduklarını bilmemesi” bile bu aldanışımıza tesir etmiyor!
Aldanmaya o kadar teşneyiz ki!
Aldanış kuşaktan kuşağa da aktarılıyor…
Miras kalıyor bu “eşya” üstelik.
“Duyma” ve “idrak”in insaniyet denen şeyin esası oluşuna da bakmayız.
Halbuki insaniyette, duyuşlar da idrak/anlama da herkes tarafından yeniden elde edilmedikçe yoktur!
Mirasa, insana aidiyetleri sebebiyle en çok bu değerler yakışırdı halbuki. Garip, asıl sahip olduklarımızı bırakamıyoruz ardımazda kalanlarımıza.
“Vargit” kardeşim, var git! “Kendiliğin”i bul, kur, ona sahip ol yeter!.. Bu âleme sahiplenme sevdasını da bırak artık.