Sait Başer, “Tohum Toprağa Düştü!.. (Ekrem Hakkı Ayverdi)”, Doğuş Haftalık Gazete, İstanbul, 15.07.1985.
İstanbul Fetih Cemiyeti, Hakk’a yürüyüşünün birinci sene-i devriyesi münâsebeti ile kadîm reisi Ekrem Hakkı AYVERDİ’nin yayımlanmış makalelerinden fikir ağırlıklı olanlarını bir araya getirip “MAKALELER” adıyle neşretti. Birinci hamur kâğıda, küçük boyda basılan eser, beş bölümden meydana geliyor. “Takdim” ve kısa bir biyografiden sonra “San’at ve Mîmârî Üzerine” altı, “İstanbul Üzerine” on yedi, “Târih ve Fikir” ana başlığı ile dokuz, “Biyografik” muhtevada üç makaleden meydana gelen eserin sonuna da büyük mimarımızla yapılan beş mûlâkat ilâve edilmiş. Kitap 516 sahifelik mükemmel bir baskı numunesi olarak ve 1500 TL.sı fiatla okuyucuya sunulmuş. Dağıtımını ANDA yapmaktadır.. İsteyenler: İst. Fetih Cemiyeti, Yeniçeriler Cad., Nu: 43 ÇARSIKAPI,’İSTANBUL adresinden de temin edebilirler.
Şahsında millî kültürümüz unsurlarının tamamını toplayıp bir “medeniyet muhassalası” örneği veren mümtaz ve kâmil insan Ekrem Hakkı AYVERDİ beyefendinin bir millî çekirdek gibi gönüller dölleyen bu son eserini okuyucularımıza hararetle tavsiye edeceğiz. Çünkü bu eserde bir tarih, medeniyet, san’at, mîmârî ve İstanbul aşkı ile felsefesini bulacaklardır. Hem de bugün yeri maalesef boş kalan en ehil kalemden. Bir sohbet esnasında: “Efendim, şimdikileri, memleket mes’elelerini konuşurken âdeta kitabî bir tavır içinde görüyorum. Üzülüyorum!. Biz o can kavuran mes’eleleri yaşayarak büyüdük. Andıkça burnumun direği sızlıyor!..” feryadıyla inleyen gerçek bir idrâkin ifâdeleri hakkında kalem oynatmak pek müşkül iş… Ancak araya Mehmet Nuri Yardım dostumuzun ricası girince, yapılacak şey herhalde o insanın ıztırâbına, çilesine, hasretlerine iştirak ve gayretlerine devam etmek olmalıdır. İlk neşredildikleri zaman, çıktıkları dergi yahud gazetelerin en seviyeli ve doyurucu yazıları hüviyetindeki bunca makale karşınıza topluca çıkıverince, define bulmuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Zîrâ “Makaleler”adlı bu eserde pek çok millî mes’ele karşısında tam bir müslüman-Türk muhâkemesinin tavır alışını görüyor, mücâdele usulleriyle tanışıyorsunuz. Kitapta bizi, bizim varlığımızı 1940 lı senelerden beri serdengeçti edâsıyle müdâfaadan katiyyen geri durmayan şecaatli bir yüreğin atışlarını duyuyorsunuz. Eseri okurken kâh Rumeli Hisarı’ndaki Fâtih Camii’nin yüzlerce benzeri gibi yüalışıyla celalli, kâh Papalığın telkinleri saûunda güzelim Selçuk-Ayaslug’umuzu Efes ve Meryem Ana gafletine teslim eden resmî makamlarımız karşısında melâlli, muztarip bir ruhla hemhalsiniz. “Makaleler”de, azîz Ayverdi’mizı bazen sayısız yaralarından dolayı halsiz düşmüş bahadırlar gibi yatan ata yadigârları karşısında müşfik bir “Lokman Hekim” ustalığı içerisinde, bazen de İstanbul Fetih Cemiyeti’nin reisi sıfatıyle İstanbul Fâtihi’nin emânetini surlar dibinden, milletine Ezel Ahdi’ni hatırlatırcasına, Sûr-ı İsrafil gibi haykırırken görüyorsunuz. Ayrıca, eserde “îman adamı” Ayverdi’nin rahle-i tedrisine oturuyor, son derece ciddî ve yüksek perdeden bir sohbet halkasına, bir terbiye potasına da alınıyorsunuz. O büyük çilelere dayanmanın sırlarını öğreniyorsunuz. Pek çok yaramıza neşter vurulduğunu, sâdece tenkidle kalınmayıp çâreler vaz edildiğini görüyorsunuz. Ciddî ilim adamı tavrı ile engin îman ve aşkını nasıl kaynaştırdığını zevkle takip ediyorsunuz. Eserin diğer bir güzelliği ise, yazılar gayet net bir fikir ve îman nizâmına uyularak kaleme alındıkları için, mevzularına göre yapılmış olan tasnifiyle âdetâ müstakil te’lif eser mâhiyeti kazanmasıdır. Hâsılı biz bu kitapta ilim ile îmânı, bilgi ile ciddiyeti, dürüstlük ile gayreti, hamasetle cesareti, celâdet ve ıztıraplarımızı… bir arada buluyor, öz medeniyetimizi bütün şubeleriyle anlamış, duymuş, yaşamış bir gönülle de karşılaşıyoruz Esâsı “Tevhid” olan o medeniyetin parçalanmaya tahammülü olmadığını, ancak kendi bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesinin lüzûmunu öğreniyoruz.
(Bu eser, bizim 1984 senesinde hazırladığımız, neşredilen ilk kitap çalışmamız olmakla da ilk göz ağrımızdır. Merhuma rahmetler diliyorum. Sait Başer)