Dedik ki: Adaleti ana değer bilen sınıfsız (esas itibarıyla ATLI) toplumda insanların VARLIK algısı, varlığın her cinsinin hukukuna riayet, bir kutsama ve istiğrak düzlemine oturacak; BİLGİ algısı küll-cüz ilişkileri üzerinde teşekkül edecek; ETİK konusunda değer inşaları da acz-kemal, cem-fark diyalektiğinden beslenecek; ESTETİK konusu ise aynı mantaliteye dayalı bir nispetler ağına gönderme yapacaktır.
Keza köle toplum olmaktan kaynaklanan ve Özgürlüğü ideal edinen (TARIM esaslı sınıflı) toplumsal dinamiklerin “okunması” bağlamında. ONTOLOJİ söz konusu ise varlığı “köleye köle” yapacak bir kabul, yani sorumluluğunu duymadığı, “köle varlık” algısının temele konduğu bir sistemleştirme teşekkül edecek; BİLGİ bu köleleştirmenin tahakkuku adına çok elemanlı kaotik varlığı kontrol altına almanın imkanı haline gelecek; ETİK, “ben merkezli bir “sömürü ahlakı, ESTETİK ise varlığa ram olma değil, varlığı ram edişin tezahürlerine dayalı bir nisbetler ağını yansıtacaktır.